Aftlı Ağız İltihabı

AFTLI AĞIZ İLTİHABI

Aftlar bulunmasıyla nitelenen başka hastalıklar da vardır; ama burada yalnızca aftlı ağız iltihabını incelemekle yetineceğiz. Yalın aftı, aftlı ağız iltihabıyla karıştırmamak gerekir. Aftlı ağız iltihabı çok daha ciddidir ve aşağı yukarı yarab ağız iltihabının görünümüne benzer.

Bununla birlikte, bu 2 hastalık aftlı hastalıklar adı altında toplanabilir.

Nedenleri

Birçok neden ayırdedilebilir: — bazı besinler (peynirler, kuru meyveler ve bazı kabız yapıcı meyveler; bazı baharatlar; hardal; bal; çikolata ve kabuklu deniz, hayvanları);

— bazı ilaçlar (aspirin, antibiyotikler, yatıştırıcılar, uyku ilaçları);

— ağız boşluğu travmaları (balık kılçığı batması; diş fırçalarının ya da protezlerin yolaçtıkları yaralar);

— fizyolojik durumlar (gebelik);

— her tür ruhsal sarsıntılar.

Bazı kişiler, nöbetlere her zaman. aynı nedenlerin yolaçtığını, f arkedebilirler. Ayrıca, af t hastalığının virüs kökenli olduğunu ileri süren bir görüş vardır.

Teşhisi

Bozunun niteleyici görünümüne ve yerleşimine dayanır; bununla birlikte, bütün ağız iltihaplarında olduğu gibi, burada da genel kökenli hastalıkların belirtilerini ayırdetmek uygun olur.

Başlangıç genellikle oldukça gizlidir.

Hastalık, kırmızı bir halka ile çevrili, toplu iğne başı kadar küçük (2-3 mm) bir kabarcıkla başlar; 2-3 günde yerleşme dönemine ya da yaralı döneme ulaşılır. Bu dönemde aft, tipik görünümünü alır. Küçük boylu (2-5 mm), yuvarlak, bazen uzunlamasına (oval) bir yaradır; yaranın dibi oyuktur, görünümü kirli sarımsıdır, koyu kırmızı renkle çevrili kenarları biraz daha kalındır. Belirtiler en çok bu dönemde belirgindirler; özellikle çok şiddetli olan ağrı, çiğneme güçlüğüne ve her türlü tahrişe karşı duyarlığa yolaçar ve ateşle birliktedir. Aft, ağız boşluğunun her noktasmd? belire-bilir-, ama özellikle dil altında, alt dudak altında, dişetinin ve yanak kıvrımının dibinde yerleşir. Rahatsız edici ve çok ağrılı bir hastalıktır.

Evrimi

4-5 günde yara iyileşmeye başlar ve nedbe bırakmaz. Bu dönemde yara kurur ve yiter. Ne var ki, yaranın tek başına olmasına çok ender rasla-nır; çünkü, birden fazla aft bozunu birarada ya da 1-2 günlük farklarla gelişirler; bu da evrimi uzatır.

Hastalığın öteki biçimleri

Aftlı ağız iltihabı, hem yaraların sayısı, hem de genel belirtilerin önemi bakımından (ateş 40°C’a kadar yükselebilir; bu da önemli bir genel enfeksiyon varlığının habercisidir) yalın afttan daha ciddi bir biçimdir. Evrim, yalın afttakinin aynıdır ve aynı evrelerden geçer; ama belirtilere, mukozanın şişmesi ve kabarmasıyla birlikte yaralı ağız iltihabı belirtileri (yani ağız mukozasında yaralar bulunması) ve işlevsel belirtiler (tükürük salgılanmasının artması; soluğun kötü kokması; lenf bezleri büyümesi ve özellikle yorgunluk; kırıklık;

uykusuzluk) görülmesi eklenir. İyileşme 8-10 günde, bazen birçok tekrarlamadan sonra olur.

Çok ağrılı ve ciddi bir hastalıktır. Küçük çocuklarda süt dişlerinin ya da birinci büyük azının çıkması sırasında belirebilir. Klinik tablo kaygı vericidir: Çocuk yorgundur, ateşlidir, iştahı yoktur ve hemen her zaman çok belirgin sindirim bozuklukları (ishal) gösterir.

Tedavisi

Yerel tedavi son derece önemlidir. Başlangıçta pastil, gargara biçiminde mikrop kırıcı ve ağrı giderici ilaçlarla ağzın sık sık yıkanmasına, yerel ilaç uygulamalarına (sözgelimi metilen mavisi), kortizonlu ya da iltihap giderici ilaçlar kullanımına dayanır.

Aftlı ağız iltihabı durumunda,genel tedavi temel koşuldur ve her şeyden önce ağrı kesiciler verilir. C ve B vitaminleri tedavisi klasiktir. Bütün bu tedavilerle oldukça başarılı sonuçlar alınmasına karşın, aftlı hastalıkların tedavisi hâlâ çok güçtür. Uzman uygun tedaviyi belirlemeli, hastanın kendi de, bir aft hastalığı nöbetine yolaçabilece-ğinden kuşkulanılan besinleri almaktan kaçınmalıdır.

PAMUKÇUK

Nedenleri

Etkeni Candida albicans olan bir hastalık sözkonusudur.

Pamukçuk, gelişmesi antibiyotik kullanımının yaygınlaşması ile başlayan bu mantar hastalıklarının görünümlerinden yalnızca biridir. Çeşitli hastalık biçimlerinin tümü, monilyaz adı altında toplanır.

Pamukçuk adı, bozunların beyaz görünümüne dayanılarak verilmiştir. Bu tip en sık ve en eski tanımlanmış biçimdir.

Pamukçuğa, özellikle yeni doğmuş çocuklarda ya da küçük çocuklarda raslanır; ama beden dirençlerini azaltan hastalıklara (şeker hastalığı; böbrek ve karaciğer bozuklukları) tutulan ya da uzun süreli antibiyotik tedavisi gören erişkinlerde ya da yaşlılarda da ortaya çıkabilir.

Teşhisi

Klinik belirtileri

Başlangıç evresi

Kızartılı ağız iltihabı dönemi gözlenir. Mukoza kırmızılığı ve ödemi bütün ağız boşluğuna yayılmıştır; özellikle dil kayganlaşır ve yanakların iç yüzünde yaklaşık 1 sm çapında yuvarlak lekeler belirir. Damak kubbesi ağrılıdır. Buna karşılık, hastalık genellikle diş etlerine daha az yerleşir.

İşlevsel belirtiler kızartılı ağız iltihabının belirtileridir: Ağız kuruluğu; çiğneme ve yutma sırasında ağrılar (yeni doğmuş bebek süt ememez).

Yerleşme evresi

2-3 günde bu döneme ulaşılır. Yerel belirtiler, niteleyici beyaz zarlı görünümü verirler. Kızartılı zemin üstünde ortaya çıkan beyazımsı lekeler, birbirleriyle birleşerek pıhtılaşmış süt artığına benzetilen, zemine yapışık daha büyük beyaz lekeleri oluştururlar; bu tabakanın kalınlığı 2 mm’yi bulabilir.

Tamamlayıcı muayeneler

Bozunların görünümü, özellikle de, yerleşme döneminde gözlenebilen beyazımsı lekenin varlığı dışında, pamukçuğun ve birlikte olduğu ağız iltihabının teşhisi her şeyden önce laboratuvar incelemesine dayanır.
Mikrop üretme ortamlarında beyaz renkli, kaymağa benzer kıvamlı mantar topluluklarının çoğalması ve gözlenebilen, hafifçe değişik bazı tiplerinin tanınması, bazen daha güçtür.

Evrimi

Belirtiler birkaç günde hafiflerler ve beyaz zarlar mukozayı kanatmadan ayırılabilir. Değişik şiddette klinik biçimler vardır ve bazı hastalarda genel durumun büyük ölçüde bozulduğu gözlenir. Özellikle yorgun ya “da hastalıklı kişilerde süreğenleşme eğiliminde olan bir hastalıktır; bu kişilerde hastalığa özellikle dil tutulur. Dilin bütün orta, ekseni boyunca ve kenarlarında, kabarcıkları yitmiş, düzleşmiştir. Bu bölgeler bir ekin tarlası gibi beyazımsı bozunlarla kaplıdırlar: Bu bir dil iltihabıdır; yaralaşma, boyunda lenf düğümleri büyümesi ya da genel belirti yoktur. Bu arada perleşin (dudak birleşeklerinin hastalığı) de mantar kökenli olduğunu belirtmek gerekir: Sözkonusu mantar, Candida albicans’m değişik bir tipidir ve başka etkenlerle birleşmesi perleşe yolaçar. Sık görülen bir hastalıktır; bazıları dudakların birleşme yerlerine yerleşen çatlaklarla, bir yaralaşmay-la ve bir kırmızılıkla yansır.

Tedavisi

Pamukçuğun tedavisi genel mantar hastalıklarının tedavisidir. İlk yapılacak iş, antibiyotik kullanımını (kullanılıyorsa) kesmektir.

Tedavi yereldir. Bozunlar üstüne mantara karşı etkili kimyasal maddeler (yüzde l’lik centiyana moru eriyiği, yüzde l’lik metilen mavisi, yüzde l’lik iyotlu alkol, yüzde l’lik potasyum permanganat) uygulanır. Bununla birlikte, temel tedavi, bu tür mantarlar üstünde özel bir etkisi olan nista-tinli ilaçlar kullanımına dayanır: Ağızda erimeye bırakılan pastil biçiminde yerel olarak; özellikle de genel yolla. Bu genel tedavi B ve C vitaminleri ile tamamlanabilir. Genel bir hastalık varsa, onun da tedavisine gitmek gerekir (sözgelimi, şeker hastalığının yeniden dengelenmesi); çünkü erişkindeki pamukçuk, çoğunlukla genel durum bozukluğunun bir belirtisidir ve ciddi bir enfeksiyon durumunda tehlike işareti oluşturabilir.Ağız Ve Diş Sağlığı

0 yorum: