Frengi yarası ağız boşluğuna yerleşir. Sarmal biçimli ve soluk boyanan treponema tarafından oluşturulur.
Bu hastalık klasik olarak 3 evrede değerlendirilir:
— birinci evre: Frengi şankrı (yarası);
— ikinci evre: Gerçek bir septisemi (kan yoluyla bedene yayılma) sözkonusudur;
— üçüncü evre: Modern tedavi sayesinde günümüzde çok ender görülen bir organik hastalık sözkonusudur.
NEDENLER
Bu hastalığın nedenini ortaya çıkarmak olduk ça güçtür; ama ya treponema ile doğrudan temastan (treponemanın organizma dışında birkaç dakika yaşadığını bilmek gerekir) ya da bir kasık, bir diş aracı ya da kadın-doğum aracı v.b. bulaşık eşyalarla iletim gibi dolaylı temastan kuşkulanılmalıdır. Bu ikinci iletim biçimi, «masum frengi» diye adlandırılan frengiye yolaçar.
ÜÇ EVRENİN İNCELENMESİ
Frengi şankrı Teşhis
Hastalık ağız boşluğunda başlayabilir. Ağız şankrı, cinsel organlar şankrından sonra en sık görülen şankrdır (şankrların yaklaşık yüzde 10′u cinsel organlar dışındadır). Ağız mukozasında önceden varolan her türlü bozun, frengi şankrının gelişmesini kolaylaştırır. Frengi şankn hastaların 3/4′ünde dudaklarda, daha sonra bademciklerde, dilde, diş etlerinde ve damakta yerleşir.
Hastalığın başlıca klinik belirtisi ağrısız bir yaradır. Bu nokta önemlidir; çünkü, bozun gözden kaçıp teşhis ve tedavi edilmeden evrimini sürdürebilir. Teşhis gözle ve elle muayeneye dayanır;
ama kesin teşhis bakteri incelemesiyle, ültramikroskopta treponema araştırılarak konur.
Evrim
Burada yalnızca şankrın evrimini inceleyeceğiz; çünkü ikinci ve üçüncü evrelerde hastalığın gelişimi ağız sınırlarından çıkar.
Başlangıç döneminde frengi şankrını gözleme olanağı çok enderdir. Klinik olarak tanınması olanaksız ve çoğunlukla farkedilmeden geçen çok küçük bir kırmızılık sözkonusudur. Daha sonra bozun büyüyerek genişler ve sertleşir. 8. güne doğru, şankr olgun dönemine ulaşır. İyi sınırlanmış, genellikle yuvarlak biçimli, yaklaşık 1 sm çapında bir bozundur. Yüzeysel yara biçimi en sık rasla-nan biçimdir; ama derin yara ya da yalancı zarla kaplı biçimleri de vardır.
Olgun şankr döneminde başparmak ve işaret parmağı ile yapılan muayene, altı sert, iyi sınırlanmış bir bozunu ortaya koyar.
Frengi şankrlarının evrimi, bozunun yerleşme yerine bağlı olarak değişir.
Yerleşme yerlerine göre frengi şankrları
Dil şankrı
En ender raslanan, ama en tipik biçimdir. Yüzeysel yara denen biçim en sık raslanan biçimdir. Şankr, mikrobun bedene girdiği noktada gelişir. Kuluçka dönemi ortalama 3 hafta sürer.
Başlangıçta hiç bir işlevsel ve genel belirti yoktur; yalnızca dil üstünde belirsiz bir kırmızılık vardır. 3. günde 2 sm çapında, kesin sınırlı, yuvarlak ya da oval biçimli tek bir yüzeysel yara saptanır. Yarayı sağlam mukozadan yalnızca renk değişikliği ayırır. Yüzey düzdür, kaygandır, hiç bir kabartı yoktur. Rengi parlak kırmızıdır ya da kuşpalazı tipinde yalancı zarla örtülüdür. Bu evrede iki belirtiyi unutmamak gerekir: Şankr sert bir tabana oturur; ağrı yoktur. 8 gün sonra, şankrla aynı tarafta, çenealtı yerleşimli bir lenf düğümleri büyümesi saptanır. Elle yapılan muayenede, içlerinden biri daha büyük olan ağrısız birçok lenf düğümü ortaya çıkarılır.
• Evrim
Tedavi edilmezse şankr 1-2 ayda nedbeleşir. Sertlik ve lenf düğümü büyümesi daha uzun sürer. Evrim ikinci evreye doğrudur; tedavi edilirse, şankr birkaç günde iyileşir.
• Hastalığın öteki biçimleri Tanımladığımız yüzeysel yara biçiminin yanısıra, hastalığın 2 biçimi daha vardır. Yaralaşmalı biçim, sarı beyaz bir dip üstünde yeralan az ya da çok derin yaralarla ve gene ağrı bulunmamasıyla nitelenir.
Sert biçim, önceki iki biçimden şankr sınırlarını aşan yaygın bir sertlikle ayrılır. Öte yandan, ek bir enfeksiyonun, özellikle de ağrının ortaya çıkması tehlikesi vardır. Dolayısıyle, bu biçim için iltihaplı tipte bir lenf düğümü büyümesi ile birlikte ağrılı bir şankrı unutmamak gerekir.
Dudak şankrı
Çok sık görülür. Gerçekten, dudaklarda frenginin başlangıç evresine çok sık raslanır. Şankr mukozada, deride ya da bazen deri-mukoza sınırında yerleşebilir; yerleşme yeri orta çizgi, yanlar ya da dudak birleşekleri olabilir.
Dil şankrmda olduğu gibi, yerleşme yerine göre değişik biçimleri vardır:
— mukoza üstünde yüzeysel yara ya da derin yara biçimi;
— deri üstünde kabuklu biçim. Lenf düğümleri büyümesi saptanır.
Dişeti şankrı
Nispeten daha az görülür.
Tipik biçimi hilal ya da yarımay biçiminde yüzeysel bir yarayla nitelenir. Bu yara 2 ya da 3 dişin kapladığı bir alana uyan yaygınlıkta, dişeti-nin bağdokusu-mukoza düzeyindedir. Sertliğin ortaya çıkarılması olanaksızdır.
Yalın görünümlü düzensiz bir yara ile nitelenen tipik olmayan biçim, ikincil bir enfeksiyona bağlıdır.
Tedavi edilmezse, altındaki dişlerin sallanmasına yolaçan diş yuvası kemiği yıkılması (alveoliz) gözlenir. Enfeksiyona uğrayan şankr ağrılıdır ve iltihaplı bir lenf düğümü büyümesi vardır.
Bademcik şankrı
Bu da nispeten az raslanan bir biçimdir; yutma güçlüğü ve ağrı bulunmayan anjin tipinde bir bozun sözkonusudur. Derin ve yüzeysel yara biçimleri vardır. Frenginin birinci, yani şankr evresinde teşhis koymak bazen güçtür. Hekim, klinik belirtiler dışında laboratuvar incelemelerine de başvurmalıdır.
Antibiyotik, antiseptik tedavisinden ya da koterle dağlamadan önce, ültramikroskopta treponemayı aramak için şankrdan örnek alınmalıdır. Ültramikroskop muayenesi, düzinelerle sarım içeren, sarmal biçiminde hareket eden, 10 mikron uzunluğunda treponemayı gösterir.
Kan muayeneleri çok yararlıdır; ama şankr döneminde negatiftirler ve ancak şankrın belirmesinden 15 gün sonra pozitifleşirler. Frenginin ikinci evresi
Birinci evre tedavi edilmezse, bir ay sonra ikinci evreye geçilir.
Bu tablo, birlikte de bulunabilen çok değişik bozunlardan oluşmuştur.
Teşhis
Klinik belirtiler
• Ağıza yerleşme
Bozunlar çok sayıda ve değişiktirler.
Mukoza plakları tabanı sert olmayan, değişik yaygınlıkta, yüzeysel, pembe ya da beyazımsı renkli bozunlardır. Sonradan bunlar yaralasın
Çoğunlukla dilin kenarına yerleşirler.
Değişik klinik görünümleri vardır.
Yaralı bozunların derinlikleri azdır, ağrısızdırlar, sert değildirler ve keskin kenarlıdırlar.
Kızartılı plaklar damağa ya da yumuşak damağa yerleşirler ve frenginin ikinci evresinin tek belirtisi olabilirler.
Kabarcıklı ve kabarcıklı yüzeysel yaralı olanlar ıslak ve sızıntılıdırlar.
Dil kabarcıklarının ağrısız yitimi nedeniyle, dilde düz plaklar oluşmuştur.
Öteki yerleşme yerleri
Frenginin ikinci evresi ağzın yanısıra, ağız çerçevesi dışına çıkan öteki organların da hastalığa yakalanmasıyla nitelenir. Bunlar arasında küçük kabartılı deri döküntüleri, birçok lenf düğümünde büyüme, göz bozuklukları sayılabilir.
Tamamlayıcı muayeneler
Ültramikroskopta soluk treponemanın aranmasına ve kan serumunda yapılan deneylere dayanır. Serum deneylerinin en sık uygulananları şunlardır: VVassermann testi (kompleman birleşmesi tepkimesi); Kline, VDRL, Kahn testleri (bulanıklık testi); Nelson testi (treponemanın hare-ketsizleştirilmesi); flüoresans antikor tekniği.
Evrim
Tedaviye başlandıktan birkaç gün sonra, klinik belirtiler geriler; ama sonraki 2 ya da 3 yıl boyunca bir tekrarlama olasılığı vardır.
Frenginin üçüncü evresi
Dil bozunları
Bozunların en niteleyicileridir.
Gomlu dil iltihabı
Yüzeysel dil iltihabı sert, ağrısız ve değişik sayıda yumrudan oluşmuştur. Yumruların büyüklükleri, toplu iğne başı büyüklüğünden kiraz çekirdeğininkine kadar değişir. Yumrular biraraya toplanarak, bir yarımay ya da yarım çember oluştururlar.
Tedavi edilmezlerse evrim, keskin kenarlı yaralara doğru olur.
Derin dil iltihabında ancak 1 ya da 2 yumru vardır. Bunların büyüklükleri bir fmdığınkinden, bir güvercin yumurtasmınkine kadar değişir; ikincil bir enfeksiyon yoksa, ağrısızdırlar. Lenf düğümü büyümesi yoktur; ama, ikincil kanserleşmeye sık raslanır. Bu yüzden, en küçük kuşkuda bile doku incelemesi yapmak gerekir.
Sertleşmeyle sonuçlanan dil iltihabı
Çoğunlukla dilin üst yüzüne yerleşen ve sertleşmeyle sonuçlanan yüzeysel dil iltihabı iki biçimde olabilir:
— sınırlıdır (yuvarlak öğeler ve kabarcıklarından arınmış sert tabanlı bir mukoza içerir);
— yaygındır (bütün dil, doku sertleşmesiyle kaplanmıştır).
Sertleşmeyle sonuçlanan’ derin dil iltihabında, dil önce büyümüş, sonra da büzülmüş ve sertleşmiştir.
Dudaklardaki bozunlar
Çoğunlukla gomlu bozunlar, sınırlı bir gom ya da büyümüş dudakta «kunduz dudağı» görünümü veren yaygın yumrular saptanır.
Yumuşak damaktaki bozunlar
Yaralaşan gomlar sözkonusudur. Damak gomları önce sert ve az çok yuvarlak yumrular halindedirler; sonradan yaralaşarak delinmeye yolaçar ve damağın onarılmasını olanaksız kılarlar.
Tabes hastalığı
Frenginin bu ağız biçimleri içinde raslanması, kuraldışı bir durum sayılır; frengi kökenli, yavaş yavaş gelişen bir beyin zarı iltihabının (menenjit) sonucudur. Tabes hastalığında eşgüdümlü hareket eksikliği, refleks yitimi, şiddetli yüz ağrıları, mukozalarda duyarsızlaşma, tad alma bozuklukları, yutak reflekslerinin ortadan kalkması ve kemik ölümleri birarada görülür.
TEDAVİ
Herşeyden önce, kesin teşhis konmadan her türlü körlemesine tedaviden kaçınmak gerekir.
Çünkü, yerel tedavi treponemanın ültramikros-kopta ortaya çıkarılmasını önler; antibiyotik tedavisi ise, şankrı ortadan kaldırır ve böylece frengi farkedilmez.
Penisilin ve uzun etkili penisilin, frengiye karşı en etkili ilaçtır. Hastada penisiline karşı dayanıksızlık ya da alerji varsa, teramisin ya da kloramfenikol kullanılır. Ayrıca, dişetinde bir çizgi oluşturması sakıncasına karşın, bizmut da uygulanır.
Penisilin tedavisi, ciddi tehlikeleri nedeniyle mutlaka tıbbi gözetim altında yapılmalıdır. Gerçekten treponemaların yıkılması «Erx-Heimer tepkisi» adı verilen ve ölümle sonuçlanabilen zehirli bir tepkiye yolaçabilir.
Eskiden bu sakıncalardan korunmak için damar içine iğneyle civa siyanür verilirdi; günümüzde bu uygulamanın yerini, histamin karşıtı (alerji giderici) ilaçlar ve kortizon türevleri vermek almıştır. Tedavinin pekiştirilmesi bizmutla yapılır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder